Silivri Cezaevi'nden The Guardian'a Yazı: Tutuklu İBB Başkanı İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 'Otoriter Rejim İnşa Etmekle' ve 'Yargıyı Silah Olarak Kullanmakla' Suçladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri Cezaevi'nden kaleme aldığı ve İngiliz The Guardian gazetesinde yayımlanan yazısında, Türkiye'deki demokrasiye yönelik ciddi endişelerini dile getirerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sert suçlamalarda bulundu. İmamoğlu, yazısında kendi tutukluluğunun, Türkiye'nin son dönemde girdiği 'en tehlikeli' demokratik evrenin bir yansıması olduğunu belirtti.
İmamoğlu, yazısına "İstanbul Belediye Başkanı seçildim ama bunu cezaevinden yazıyorum: Türk demokrasisi ciddi tehdit altında" başlığıyla başladı. 2024 Yerel Seçimleri'nde yüzde 51 oy alarak hükümet destekli adayı ikinci kez mağlup ettiğini hatırlatan İmamoğlu, 2019'da iptal edilen seçimleri de anımsattı. "O zaman belediye seçimleri uydurma gerekçelerle iptal edilmişti; seçmenler yeniden sandığa gitmiş ve bize daha büyük bir farkla zafer kazandırmıştı," ifadelerini kullandı.
"Üniversite Diplomam İptal Edildi, Yolsuzluk ve Terör Suçlamaları Yöneltildi"
İmamoğlu, bu yılki sürecin çok daha farklı olduğunu, Türkiye'de demokrasinin en tehlikeli evresine girdiğini savundu. Bu sürecin, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı olarak isminin açıklanmasının hemen öncesinde başladığını iddia etti. Bu dönemde, cumhurbaşkanı adayı olabilmek için gerekli olan üniversite diplomasının aniden iptal edildiğini ve kendisine yolsuzluk ile "terör örgütüne yardım" suçlamaları yöneltildiğini belirtti. "6 aydır, 'anonim' tanıklara dayalı, siyasi saiklerle hazırlanmış yolsuzluk iddiaları yüzünden hapisteyim," diyen İmamoğlu, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf bir ülke için tam bir skandal olduğunu vurguladı.
Muhaliflere Yönelik Baskı Artıyor: "Yalnız Değilim"
Yazısında, baskının sadece kendisine yönelik olmadığını, Türkiye genelinde muhalefetten bir düzineden fazla belediye başkanının hapiste olduğunu ifade eden İmamoğlu, bu sayının sürekli arttığını belirtti. "İstanbul'un ilçelerinin dörtte birinde seçilmiş başkanlar tutuklanmış durumda, dünyanın en büyük şehirlerinden birinde milyonlarca seçmenin sesi susturuluyor," sözleriyle durumun ciddiyetine dikkat çekti.
İmamoğlu, baskının belediye başkanlarından çalışanlara, gazetecilerden akademisyenlere kadar her seviyeye ulaştığını ve yüzlerce kişinin hapiste olduğunu yazdı. Avrupa Konseyi gençlik delegesi Enes Hocaoğulları'nın, yalnızca konuştuğu için "yanıltıcı bilgi" yasaları gerekçe gösterilerek tutuklanmasının baskının ulaştığı noktayı gösterdiğini dile getirdi. Hocaoğulları'nın serbest bırakılmasını ise "demokratik direniş adına küçük ama anlamlı bir zafer" olarak nitelendirdi.
"Erdoğan, Mahkemeleri Muhalefete Karşı Silah Olarak Kullanıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "sınırsız gücün kibri içinde mahkemeleri demokratik muhalefete karşı silah olarak kullandığını" savunan İmamoğlu, muhaliflerin hapse atıldığını ve yerlerine sadık isimlerin getirildiğini belirtti. İktidarın CHP'yi kapatamadığı için partinin yükselen liderliğini ortadan kaldırmaya çalıştığını, bu amaçla 2023'teki ulusal kongre sonuçlarını yok saydığını iddia etti. İmamoğlu, bir mahkemenin CHP'nin İstanbul il kongresini iptal edip il başkanını görevden alarak yerine kayyum atamasını "siyasal çoğulculuğun fiilen ortadan kaldırılmasında bir dönüm noktası" olarak değerlendirdi.
"Sandıkta Yeni Bir Yenilgiden Kaçınmak İçin Kuralları Değiştiriyor"
İmamoğlu, yazısında Erdoğan'ın otoriter bir rejim inşa ettiğini ve şimdi de boyun eğen sahte bir muhalefet yaratmaya çalıştığını iddia etti. "Gerçek bir rakibin var olamayacağı şekilde kuralları yeniden yazmak istiyor; Mısır'daki Hüsnü Mübarek ya da Suriye'deki Esad'ların yöntemlerini uyguluyor," diyen İmamoğlu, Erdoğan'ın giderek artan baskıcı taktiklerinin halk desteğinin eridiğini ve iktidarı korumak için içine düştüğü çaresizliği açığa çıkardığını savundu. Sandıkta yeni bir yenilgiden kaçınmak için kuralları değiştirdiğini, karalama kampanyalarına, yolsuzluk iddialarına ve her daim hazır tutulan "terörist" damgasına başvurduğunu belirtti.
"Halkın İradesi Galip Gelecek"
Türkiye halkının artık kandırılmadığını ve sokakların protestolarla dolu olduğunu ifade eden İmamoğlu, anketlerin CHP'yi ülkenin birinci partisi olarak gösterdiğini söyledi. Kendi gözaltına alındığı 19 Mart'tan bu yana milyonlarca yurttaşın, adalet ve değişim için barışçıl protestolara katıldığını ve bu direnişin Türkiye'nin 150 yıllık parlamenter demokrasi geleneğini yansıttığını dile getirdi.
Son olarak, CHP'nin demokratik geçiş için kapsamlı bir yol haritası hazırladığını belirten İmamoğlu, bu haritanın ekonomiyi istikrara kavuşturmak, yargı bağımsızlığını yeniden tesis etmek, yolsuzlukla mücadele etmek, sosyal hakları genişletmek ve kurumlara güveni yeniden inşa etmek gibi hedefleri içerdiğini açıkladı. "Ben hâlâ eminim: Halkın iradesi galip gelecek," diyen İmamoğlu, bu adaletsizliklere karşı duyulan öfkenin bir stratejiye dönüştürülmesi gerektiğini ve bunun, Türkiye'nin demokratik mirasına saygı duyan yeni bir siyasi kültür ve kurumlar inşa etmeyi içermesi gerektiğini belirtti.